Rusya'nın müttefikleri ve Avrasya'da jeopolitik sınır - Valday Kulübü

"Rusya kendi güvenliğini sağlamak için gerekli olan seviyede sadece sınır bölgelerini sağlamlaştırmalı ve müttefikleri tarafından gereksiz çatışmaların içine çekilmekten kaçınmalıdır."



Nikolay Silayev, Andrey Suşentsov / Valday Kulübü / Nisan 2017

Rusya'nın düşük yoğunluklu askeri çatışmalara girme riski 2000'li yılların başından beri artıyor. Sınırları boyunca bir çok yerdeki istikrarsızlık Moskova'yı komşu bölgelerdeki askeri varlığını artırmaya zorladı. Rusya'nın, özellikle Güney Osetya, Abhazya, Moldova, Ermenistan, Kırgızistan ve Tacikistan gibi yüksek çatışma riski olan bölgelerde askeri üsleri bulunuyor ayrıca Afganistan, Suriye ve Ukrayna'daki gelişmelere uzak kalması mümkün değil. Rusya muhtemelen Kore Yarımadasında veya İran'daki olası bir çatışma ve Ukrayna'da gerilimin yükselmesi durumunda müdahil olacaktır.

Ulusal çıkarları korumak için askeri gücün kullanılabileceği bölgelerin sayısı son zamanlarda arttı. Bunlara sadece ulusal sınırlar içindeki alanlar değil, aynı zamanda Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'nin askeri ve siyasi sorumluluk alanının bir parçası olan bölgeler de dahil. 2013'te Kremlin, Suriye-İsrail sınırındaki Golan Tepeleri'nde Rus barış gücü konuşlandırılmasını teklif etti. Suriye-Tartus'taki Rus donanma üssüne yakın olan Kıbrıs'ta bir Rus hava kuvvetleri üssü kurma müzakereleri devam ediyor.

Rus barış güçleri, 1990'ların iç ve uluslararası çatışmalarının ardından Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki dondurulmuş anlaşmazlıklarda barışı korumaya destek oluyor. 2014'te Rusya-Ukrayna sınırında yeni bir potansiyel askeri çatışma kaynağı ortaya çıktı.Tüm bunlar Rusya'nın yakın gelecekte sınır bölgelerindeki askeri varlığını azaltamayacağı anlamına geliyor. Üstelik mevcut eğilim, askeri varlık alanını genişletme yönünde. Bu durum, Rusya'nın bir barış gücü ya da garantör olarak askeri çatışmaları girme riskini artıyor.

Bu süreç Rusya'nın planlanmış ve kasıtlı bir politikası mı? Ya da Rusya'nın askeri gücü herhangi bir gerekçe ya da stratejik plan olmadan kendiliğinden mi büyüyor? Bu süreçte en büyük tehlike, ideolojik önceliklerin rasyonel düşünceler üzerinde hakim olması ve ülkeyi taşıyamayacağı aşırı yükler altına girmeye zorlamasıdır.

Rus dış politikası ve devletler arası birlikler ağına yönelik riskler, çoğunlukla Sovyetler Birliği'nde büyümüş önde gelen Rus politikacıların, son 25 yıldaki jeopolitik değişime ayak uyduramamasından kaynaklanmaktadır. Rusya'nın kendine bakışında, Çarlık ve Sovyetler Birliği ile kıyaslama nedeniyle eksiklik algısı hakim. Sonuç olarak Moskova, öncüllerinin sahip olduğu jeopolitik statünün belirli unsurlarından yoksun olduğu için hayalet ağrılar duyuyor.

Bu hayalet ağrılarla ilgili bazı söylemler var ve sorgulanmaları gerekiyor.

"Rusya'nın az sayıda müttefiki var ve mevcut devletler arası birlikleri güçlendirmeli, bağlayıcı yükümlülükler temelinde yenilerini kurmalı."
Rusya'nın izole hali, dış politika hedeflerine ulaşmada kendisine manevra alanına sağlıyor.


"Rusya, Batı'ya (veya İslami radikalizme) ideolojik bir alternatif yaratmalıdır."
İdeolojik bir tercihin ve mesiyanik politikalarının yokluğunda Rusya'nın yüksek bir jeopolitik konuma sahip olmayı Sovyetler Birliği'nin harcadığından daha az bir kaynakla sürdürebilmesi mümkün.


"Rusya, eski SSCB toprakları ve Balkanlar da dahil geleneksel nüfuz alanlarındaki konumunu güçlendirmelidir."
Rusya kendi güvenliğini sağlamak için gerekli olan seviyede sadece sınır bölgelerini sağlamlaştırmalı ve müttefikleri tarafından gereksiz çatışmaların içine çekilmekten kaçınmalıdır.

tercumeodasi.org